Max Planck Topluluğu (MPS) PhDnet 2021 Anket Raporu

Max Planck PhDnet, Max Planck Topluluğu’nda (MPS) çalışan yaklaşık 5000 doktora araştırmacısını temsil etmektedir. Bu yılki anket raporu, özellikle 2021’in başından bu yana doktora destek sözleşmesindeki maaş seviyesindeki artışın etkisini yansıtan çalışma koşullarına odaklanıyor. Bu araştırma ayrıca Helmholtz Juniors ve Leibniz PhD Network ile işbirliği içerisinde yürütülmüştür. Benzerlik ve farklılıkların detaylı bir karşılaştırması N2 (The Network of Doctoral Researcher Networks) adı altında ayrı raporlarda yer almaktadır.

Mevcut araştırmanın önemi

Mevcut Max Planck PhDnet anketi için 5145 doktora araştırmacılarına ulaşıldı ve bunların 2555’i (veya %49,7’si) ankete katıldı. MPS’nin bölümleri arasında, tüm yanıtların %38’i Biyoloji ve Tıp (BM) bölümünden, %46’sı Kimya, Fizik ve Teknoloji (CPT) bölümünden ve %15’i Beşeri Bilimler (HS) bölümünden gelmiştir. Bu sayılar, doktoralı araştırmacıların MPS’deki bölümler arasındaki genel dağılımıyla uyumludur. Katılımcıların %42’si Alman vatandaşlığına sahipken, %19’u diğer AB ülkelerinden, %37’si ise AB dışından vatandaşlığa sahiptir. İzleyen paragraflarda, PhDnet’in çalışmaları ve doktoralı araştırmacıların MPS tarafından desteklenmesine ilişkin gelecekteki eylem noktaları için en zorlayıcı, ilgili ve trend belirleyici olduğu düşünülen bu anketin temel bulgularına genel bir bakış sunuluyor.

Çalışma koşulları

Çalışma koşulları, doktora araştırmacılarının statükosunu yansıtmak ve yerel enstitülerde politika değişikliğinin nasıl uygulandığını izlemek için yapılan Max Planck PhDnet anket çalışmalarının her zaman temel bileşenlerinden biri olmuştur. MPS’deki doktora araştırmacılarının büyük çoğunluğu sözleşmelidir: Sırasıyla, BM bölümünde %88, CPT bölümünde %91 ve HS bölümünde %82. Bu durum, genel idarenin burslara son verme çabası sonucunda gerçekleşmiştir. Ancak, beşeri bilimler, hukuk ve ekonomi ile sosyal ve davranışsal bilimler alanlarındaki doktoralı araştırmacıların %10’undan fazlasına iş sözleşmesi yerine burs ödenmesi endişe vericidir. Ayrıca, beşeri bilimler ve matematik alanlarındaki doktora araştırmacıları hiç ücret almadan doktora yapma konusunda en yüksek oranlara sahiptir – sırasıyla %8 ve %10. Bu durum, MPS’deki burslu ve ücretsiz doktoralı araştırmacıların çoğunun bu alanlardaki belirli enstitülerden geldiğinden şüphelenilmesine yol açmaktadır.

Aynı zamanda, sözleşmelerin tercihen erkeklere verildiği de gözlemlendi. Aynı zamanda, daha fazla sayıdaki etnik azınlık ve Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden gelen vatandaşlar burs almaktadır; bu durum, birçoğunun kendi ülkelerindeki bir kurum tarafından Almanya’da araştırma yapmak üzere burs verilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Ancak, bu doktoralı araştırmacıların daha az ekonomik istikrar, sosyal güvenceden yoksunluk, riskli bir göçmenlik statüsü ve genel olarak daha az gelirle karşı karşıya olduklarının farkında olunmalıdır. Dikkat çekici bir şekilde, doktora araştırmacılarının yalnızca yaklaşık %2’si şu anda ücretsiz çalışmaktadır ve bunların çoğunluğu 3 yıldan uzun bir süredir doktoraları üzerinde çalışmaktadır. Doktora araştırmacılarının sadece %23’ü ücretsiz olmanın kendi tercihleri olduğunu belirtmiştir; çoğunluğu 3 aydan uzun süredir ücretsizdir ve ücretsiz olanların sadece %38’i işsizlik yardımı almaktadır. Bu durum, sözleşme uzatmaları ve mevcut sözleşme süresi ve uzatma düzenlemelerinin tüm doktoralı araştırmacıları etkin bir şekilde kapsayıp kapsamadığı konusundaki endişeleri artırmaktadır.

Ocak 2021’den bu yana, doktora destek sözleşmesinin asgari ödemesi TVöD (Kamu Hizmeti Toplu Ücret Sözleşmesi) E13’ün %50’sine eşit bir miktardan %65’e yükseltilmiştir. Ortalama net gelirin ayda 1901-2000 avroya yükseldiğini görebilmek bunu doğrulamaktadır. Sonuç olarak, cinsiyetler arası ücret farkı da bu yıl artık gözlenmiyor.

Doktora destek sözleşmesinin standart süresi bu olmasına rağmen, çoğu doktora araştırmacısı tezlerini üç yılda tamamlayamamaktadır. Anket katılımcılarının yalnızca %20’si tezlerini üçüncü yılın sonuna kadar teslim etmeyi beklerken, yalnızca %50’si dördüncü yılın sonuna kadar teslim etmeyi beklemektedir. Toplamda, doktora araştırmacılarının %40’ından fazlası en az bir uzatma almıştır. Bu durum, üç yıllık sözleşmelerin doktora araştırmacıların çoğunun MPS’de kalması için yeterli olmadığını bir kez daha göstermektedir. Uzatma olasılığı sorulduğunda, katılımcıların büyük bir kısmı bir uzatma seçeneğinin olup olmayacağının farkında değillerdi.

Genel olarak, doktora araştırmacılarının büyük bir kısmı, özellikle BM bölümündekiler, sözleşmelerinin gerektirdiğinden çok daha uzun süre çalışmaktadır: çoğunluk haftada 46-65 saat çalıştığını bildirmiştir. Endişe verici bir şekilde, doktora araştırmacılarının yalnızca %12’si tatillerinin çoğunu kullandığını bildirirken, katılımcıların yaklaşık %41’i geçen yıl 15 günden az izin kullanmıştır. Doktora araştırmacılarının yalnızca %53’ü tatillerini özgürce yapabiliyor ve tatil yapamayanların en büyük nedeni iş yükünün fazla olması.

Kariyer Gelişimi ve Entegrasyonu

Geçen yılki sonuçlara benzer şekilde, doktora araştırmacılarının yaklaşık %60’ı doktoradan sonra akademide kalmak istemektedir. İlginç iş, beceri geliştirme, iş çeşitliliği ve kendini gerçekleştirme akademik araştırma kariyerinin en çekici yönleri iken, kalıcı pozisyonların mevcudiyeti, fon başvurusu ve kariyer yolunun aile sahibi olmakla (çocuk sahibi olmak ve partnerin kariyer yolu dahil) uyumu en çekici olmayan yönleridir. Katılımcıların yaklaşık %75’i bilim ve akademi dünyasındaki işler için kendilerini iyi hazırlamış hissederken, sadece %33’ü bilim ve akademi dünyası dışındaki işler için kendilerini iyi hazırlamış hissetmektedir.

Max Planck Topluluğu, yaklaşık %58’i Almanya dışındaki ülkelerden gelen doktora araştırmacılarıyla uluslararası bir işyeri olmaya devam etmektedir ve bu da bütünlüğü sağlamada büyük bir zorluk yaratmaktadır. Doktora araştırmacılarının %90’ı kurumlarında Almanca dil dersleri verildiğini bildirmiştir. Ancak, %51’i iş yerindeki önemli bilgilerin hepsinin (grup bilgileri, idari bilgiler ve sözleşmeleri/bursları gibi) anladıkları dilde verilmediğini bildirmiştir. Yeni bir ülkeye yerleşirken bürokratik süreçlerin üstesinden gelmek zor olabileceğinden, uluslararası doktora araştırmacılarının %90’ından fazlası bulundukları yerdeki ikamet ofisine kaydolma, vize işlemleri ve göçmenlik bürosuyla ilgilenme konularında daha fazla desteğe ihtiyaç duyabileceklerini belirtmiştir. Çarpıcı bir şekilde, uluslararası doktora araştırmacılarının yaklaşık %97’si iş sözleşmelerinin ve ilgili belgelerin tercümesi konusunda daha fazla desteğe ihtiyaç duymaktadır.

Süpervizyon

Başarılı bir doktora derecesi sadece doktora araştırmacılarının kapasitelerine değil, aynı zamanda alınan süpervizyonun ve desteğin kalitesine de bağlıdır. Genel olarak, doktora araştırmacılarının yaklaşık %60’ının resmi danışmanlarıyla bir tez danışma komitesi veya süpervizyon anlaşması vardır. Yazılı proje taslağı, doktora yönergeleri ve yazılı eğitim planı gibi diğer yardımcı belgeler daha az yaygındır. Doktora araştırmacılarının yaklaşık yarısının iki ayrı süpervizörü vardır: doğrudan süpervizör ve resmi süpervizör. Genel olarak, süpervizörler doktora araştırmacılarına kibar ve profesyonelce davranma, iyi bilimsel uygulamalara bağlı kalma ve onları bağımsız çalışmaya teşvik etme konusunda iyidir. Ancak, iş için açık ve katı şartlara sahip olma, iyi liderlik becerilerine sahip olma ve doktora araştırmacıların profesyonel gelişimini destekleme konularında hala gelişime ihtiyaç vardır. Doktora araştırmacıların yaklaşık %60’ı süpervizyonla ilgili sorunlarla karşılaşmıştır ve bunların çoğunluğu üçüncü yılında veya sonrasında bulunan doktora araştırmacılardır. Geçen yılki sonuçlara benzer şekilde, doktora araştırmacıların %47’si resmi süpervizörleriyle daha sık görüşmek isterken, %24’ü doğrudan süpervizörleriyle daha sık görüşmek istemektedir. Doğrudan süpervizörleriyle daha sık görüşenlerin memnuniyeti daha yüksektir. Enstitüde yeni işe alımlar söz konusu olduğunda, yalnızca %8 oranında doktora araştırmacısı bu sürece dahil olmakta ve aktif söz sahibi olmaktadır.

Genel Memnuniyet

MPS’deki doktora araştırmacılar arasında laboratuvar ekipmanı, tatil günleri ve ofis ekipmanı konusunda yüksek memnuniyet vardır. Öte yandan, en çok kariyer gelişimi, maaş ve sosyal haklar ile psikolojik desteğin iyileştirilmesini istemektedirler. Doktora araştırmacıların %39’u doktorayı bırakmayı hiç düşünmezken, %12’si sık sık bırakmayı düşünmektedir. Doktorayı bırakmayı düşünme nedenleri arasında en sık rastlananlar, doktora araştırmacıların kendilerini yeterince yetkin hissetmemeleri, kariyer olanaklarını cazip bulmamaları ve akademik performanslarının düşük olmasıdır. 2019 itibariyle MPS tüm çalışanlarına Çalışan ve Yönetici Destek Programı (EMAP) sunmaktadır. Fakat doktora araştırmacıların %66’sı bu programı duymamıştır. Kullananların %50’si tatmin edici veya çok tatmin edici deneyimler yaşarken, %26’sı tatmin edici olmayan deneyimler yaşamıştır.

Sonuç

Doktora destek sözleşmesinin %50 TVöD seviyesinden %65’e çıkarılması olumlu karşılanmıştır. Bu değişiklik, doktora araştırmacıların yaşam masraflarını karşılamaları için daha fazla gelir sağlamanın yanı sıra, MPS’deki doktora araştırmacılar arasındaki eşitliği de geliştirmiştir. Anketten de izlendiği üzere, cinsiyetler ve bölümler arasındaki ücret farkını da ortadan kaldırmaktadır. Bu anket aynı zamanda Almanca dil sınıflarının geniş kapsamı ve tatillerdeki yüksek memnuniyet gibi yıllar içindeki gelişmeyi de yansıtmaktadır. Bununla birlikte, 3 yıllık sözleşmenin doktora araştırmacıların kalış süresini kapsamak için yeterli olmadığının ve uzatma koşullarının belirsiz göründüğünün altını çizmek gerekir. Bazı alanlarda/enstitülerde, burs sahiplerinin sözleşme sahiplerine kıyasla daha fazla mali ve sosyal istikrarsızlıkla karşı karşıya olduğu bilinmesine rağmen, hem dahili hem de harici bursların aşırı kullanımı ve yüksek oranda ödeneksiz doktora araştırmacılar bulunmaktadır.

TAC’ler ve süpervizyon anlaşmaları gibi destek yapıları her yerde uygulanmamaktadır. Buna paralel olarak, doktora araştırmacıları doktora çalışması için gerekli olan net ve katı şartları ve iyi liderlik becerilerini en çok süpervizörlerinde eksik bulmaktadır. İyi uygulanmış TAC’lerin ve süpervizyon anlaşmalarının yaygınlaşmasının gelecekte bu durumu iyileştirebileceği umuluyor.

Son olarak, birçok doktora araştırmacısı psikolojik desteğin iyileştirilmesini istemektedir, ancak bunların çoğu EMAP’tan haberdar değildir. Onlara gelişlerinde ruh sağlığı desteği konusunda iyi bir rehberlik sağlayabilecek oryantasyon projesinin önemi vurgulanmak istenmektedir.


Max Planck PhDnet Survey Report 2021” ile ilgilenenler bağlantıya tıklayarak rapora ulaşabilirler.

Yorum bırakın